Kahve mi, Fincan mı?


Her bayram eve kapanırdım bu bayram beni tutabilene aşk olsun...
Tatili fırsat bilerek arkadaşlarımla buluşuyorum bu ara....
Yediğimiz yemeklerden sonra kahve keyfi yapıyoruz başka bir mekanda..
Akşam saatlerinde içtiğim bu kahve o kadar güzeldi ki şimdiler de 
saat 12 yi geçmesine rağmen o tad hala ağzımda..
Ve ben bu yüzden hiç bir şey yemedim içmedim..
Tabi bunun yanındaki kahve çekirdekli atıştırmalıklarının da etkisi var (:
Eve gelirken geçen hafta eski bir dergide okuduğum hikaye geldi aklıma..
Sizlerle paylaşmak istedim..

İş yaşamında önemli yerlere gelmiş bir grup eski mezun arkadaş grubu, üniversitedeki hocalardan birini ziyarete gitmişler. Çeşitli konular konuşulduktan
sonra sohbet, işin yarattığı strese ve hayatın zorluklarına gelmiş.

Üniversite hocası konuklarına kahve ikram etmek üzere mutfağa gitmiş. Değişik boy, renk ve kalitede bir çok fincanın bulunduğu bir tepsiyle geri dönmüş. Bazısı porselen, bazısı seramik, bazısı cam, bazısı plastik olan fincanlar ve kahve termosunu masaya koyup kahvelerini oradan almalarını söylemiş.

Tüm öğrenciler kahvelerini alıp,koltuklarına
döndüğünde hocaları onlara şunları söylemiş: Farkına vardınız mı bilmem, zarif görünümlü, güzel, pahalı fincanların hepsi alındı. Masada yalnızca ucuz ve basit görünümlü fincanlar kaldı. Elbette ki kendiniz için en güzeli istemek ve onu almak çok normal. İşte bu demin bahsettiğimiz problemlerimizin ve stresin nedeni. Hepimizin istediği fincan değil kahve iken, bilinçli olarak her biriniz birbirinizin aldığı fincanları gözleyerek daha iyi olan fincanları almak için uğraşıyoruz.
Yaşam kahve ise, iş para ve mevki fincandır.

Bunlar yalnızca yaşamı tutmaya yarayan araçlardır. Yaşamın kalitesi bunlara göre değişmez. Bazen yalnızca fincana odaklanarak, içindeki kahvenin zevkini çıkarmayı unutabiliyoruz. 



9 yorum:

  1. çok güzel ve anlamlı bir yazıymış, yüzde yüz katılmakla birlikte sürekli bu tarz şeyleri düşünüyorum strese girmemek adına, sevgilerr ;)

    YanıtlaSil
  2. cecilia..Böyle düşünmezsek zaten yaşanmaz ama hepimiz fincanın iyisi olsun diye uğraşıyoruz bir yandan da malesef..

    YanıtlaSil
  3. aynen katılıyorum. insanın malesef istekleri bitmez, ancak hepimizin istediği sadece huzurlu ve mutlu bir hayat aslında. Allah hayırlı ömürler nasib etsin cümlemize.

    YanıtlaSil
  4. yemyeşildeniz...Ayıptır söylemesi filan demeden NANKÖR'üz diyorum...İstediğimiz hayata da şükredek ve elimizdekilerin kıymetini bilerek sahip olabiliriz ama yapabilmek marifet..Amin..Hepimize inş..

    YanıtlaSil
  5. yazı harika, alıntı göstererek blogumda paylaşmak istiyorum.

    kahve deyince, bursa'da kahve içilebilecek güzel bir mekan biliyor musun sevgi sevdalısı?

    YanıtlaSil
  6. çok güzel, düşündürdükleri ayrı bir güzel, teşekkürler canım:)))

    YanıtlaSil
  7. ahh melekcim canım kahve çekti yahu,ne de güzel anlatmışsın ballandıra ballandıra..yorgunluktan bitap durumdayım ah bir kahve yapanım olsa da içsem:))afiyet şeker olsun tatlım takılıyorum işte:))

    hikayeyi okudum,malesef öyle oluyor,hayatın koşturmacası içinde amaçla ararç bazen birbirine karışıyor..

    YanıtlaSil
  8. çok güzel bir paylaşım teşekkürler:))
    kahvenin kokusu buralara geldi ha bilesin...

    YanıtlaSil
  9. emel...Elbette Emel Hanım..Ben özellikle tercih ettiğim yerler yok..Kahve olması yeterli kokusu bile yetiyor..Kozahan,Mahfel,Çelebihan,Kahve Dünyası,Cafe Crown..Gönül Kahvesi şimdi aklıma gelenler..

    Dokuztepe...Rica ederim..Düşünmeli ve uygulamalıyız..

    Filiz...Bu resme bakıpta canının çekmemesi zor biliyorum affet beni :) Malesef amaçlarla araçlarrı karıştırdığımız da zaten hayatta karışmıyor mu??

    SERRA..Teşekkür ediyorum..Kahve kokusu sürdüm bu posta gelsin artık (:

    YanıtlaSil